1864 yılında İstanbul’da yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Babası
Boyabatlı Hasan Ağa, annesi Saniye Hanımdır. Anne ve babasının ölümü üzerine
ninesi tarafından on yaşındayken Darüşşafaka’ya verildi. 1882 yılında
Darüşşafaka’yı birincilikle bitirdi. Aynı yıl Posta ve Telgraf Nezareti Telgraf
Kalemi (Fen Şubesi)’ne memur olarak atandı. 1884 yılında Nezaretin Avrupa’da
uzman telgraf mühendisi ve fizikçi yetiştirme kararı üzerine birkaç arkadaşıyla
birlikte Paris’e gönderildi ve burada Politeknik Yüksekokulu’nda elektrik
mühendisliği öğrenimi gördü. 1887 yılında İstanbul’a döndü ve eski dairesinde
elektrik mühendisi ve müfettiş olarak çalıştı. Ek görev olarak Mekteb-i
Mülkiye’de (bugün Ankara Üniversitesi’ne bağlı Siyasal Bilgiler Fakültesi) fizik
ve kimya dersleri verdi (1889-1900). Bu arada Rasathane-i Amire müdürlüğünde ve
II. Meşrutiyetin ilanından (1908) sonra Maarif Nezareti Meclis-i Maarif
üyeliğinde bulundu. 1910’da Mekteb-i Sultani (bugün Galatasaray Lisesi)
müdürlüğüne atandı. 1912’de Maarif Nezareti müsteşarı, 1913’te Darülfünün-ı
Osmani (bugün İstanbul Üniversitesi) rektörü oldu. 1917’de rektörlükten
ayrıldıysa da üniversitedeki görevini Fen Şubesi (Fakültesi) Müderrisi
(Profesör) olarak sürdürdü. Ömrünün sonuna doğru aklî dengesini kaybetti ve
tedavi altındayken 1921 yılında Şişli’deki Fransız Hastanesi’nde öldü. Fatih
Camiinin bahçesine gömüldü.
Boyabatlı Hasan Ağa, annesi Saniye Hanımdır. Anne ve babasının ölümü üzerine
ninesi tarafından on yaşındayken Darüşşafaka’ya verildi. 1882 yılında
Darüşşafaka’yı birincilikle bitirdi. Aynı yıl Posta ve Telgraf Nezareti Telgraf
Kalemi (Fen Şubesi)’ne memur olarak atandı. 1884 yılında Nezaretin Avrupa’da
uzman telgraf mühendisi ve fizikçi yetiştirme kararı üzerine birkaç arkadaşıyla
birlikte Paris’e gönderildi ve burada Politeknik Yüksekokulu’nda elektrik
mühendisliği öğrenimi gördü. 1887 yılında İstanbul’a döndü ve eski dairesinde
elektrik mühendisi ve müfettiş olarak çalıştı. Ek görev olarak Mekteb-i
Mülkiye’de (bugün Ankara Üniversitesi’ne bağlı Siyasal Bilgiler Fakültesi) fizik
ve kimya dersleri verdi (1889-1900). Bu arada Rasathane-i Amire müdürlüğünde ve
II. Meşrutiyetin ilanından (1908) sonra Maarif Nezareti Meclis-i Maarif
üyeliğinde bulundu. 1910’da Mekteb-i Sultani (bugün Galatasaray Lisesi)
müdürlüğüne atandı. 1912’de Maarif Nezareti müsteşarı, 1913’te Darülfünün-ı
Osmani (bugün İstanbul Üniversitesi) rektörü oldu. 1917’de rektörlükten
ayrıldıysa da üniversitedeki görevini Fen Şubesi (Fakültesi) Müderrisi
(Profesör) olarak sürdürdü. Ömrünün sonuna doğru aklî dengesini kaybetti ve
tedavi altındayken 1921 yılında Şişli’deki Fransız Hastanesi’nde öldü. Fatih
Camiinin bahçesine gömüldü.
3 kez evlenmiş olan Salih Zeki, bu evliliklerden birini Halide Edip’le
(Adıvar) yapmış, ölümünden kısa bir süre önce ayrılmıştı. Salih Zeki, önde gelen
son dönem Osmanlı matematik bilginlerindendi. İkdam, Darüşşafaka ve İktisadiyat
gazeteleri ile Darülfünun dergisine sayısız katkıda bulundu. Dönemin ünlü
bilginleriyle matematik ve fen bilimleri konusunda yazılı tartışmalara girdi ve
bu konularda bir kısmı ders kitabı olmak üzere çok sayıda yapıt verdi.
(Adıvar) yapmış, ölümünden kısa bir süre önce ayrılmıştı. Salih Zeki, önde gelen
son dönem Osmanlı matematik bilginlerindendi. İkdam, Darüşşafaka ve İktisadiyat
gazeteleri ile Darülfünun dergisine sayısız katkıda bulundu. Dönemin ünlü
bilginleriyle matematik ve fen bilimleri konusunda yazılı tartışmalara girdi ve
bu konularda bir kısmı ders kitabı olmak üzere çok sayıda yapıt verdi.
Yapıtları: Hendese (Geometri) [lise ders kitabı]; Hikmet-i Tabiiye (Fizik)
[lise ders kitabı]; Mebhas-ı Savt (Fonetik); Mebhas-ı Elektrik-i Miknatisi
(Elektro Magnetizma); Mebhas-ı Hararet-i Harekiye (Termodinamik); Mebhas-ı
Cazibeyi Umumiye (Genel Çekim); Mebhas-ı Elektrikiyet ve Şariyet (Elektrik ve
Kılcallık); Hesab-ı İhtimali (İhtimaller Hesabı); Mebhas-ı Hareket-i Seyalat
(Akışkanların Hareketi); Hendese-i Tahliliye (Analitik Geometri); Mebhas-ı
Nazariye-i Temevvücat (Dalga Teorisi); Heyet-i Riyaziye (Matematik Astronomi);
Kamus-u Riyaziyat (Matematik Ansiklopedisi); Asar-ı Bakiye (Ölmez Eserler). Son
iki yapıtın tamamı, ayrıca Henri Poincare’den çevirdiği dört kitap
basılmamıştır.
Masatoşi Gündüz İkeda
Cebirsel sayılara katkılarıyla tanınan Japon asıllı Türk matematik bilgini.
1948′de Osaka Üniversitesi Matematik Bölümü’nü bitirdi. 1953′te doktor, 1955′te
de doçent unvanlarını aldı. 1957-59 arasında Almanya’da Hamburg Üniversitesi’nde
Helmuth Hasse’nin yanında araştırmalar yaptı. Hasse’nin önerisi üzerine 1960′ta
Türkiye’ye gelerek Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde İstatistik dersleri vermeye
başladı. 1961′de aynı üniversitenin fen fakültesinde yabancı uzmanlığa atandı.
1964′te Türk uyruğuna geçerek, 1965′te doçent, 1966′da profesör oldu. 1968′de
Ege Üniversitesi’nin izniyle bir yıl süreyle çalışmak üzere Orta Doğu Teknik
Üniversitesi’ne gitti. İzninin bitiminde Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin
sürekli kadrosuna girdi. Çeşitli tarihlerde Hamburg, ABD’deki California ve
Ürdün’deki Yermuk üniversitelerinde konuk öğretim üyesi,1976′da Princeton’daki
Yüksek Araştırma Enstitüsü’nde araştırmacı olarak çalıştı. Türkiye Bilimsel ve
Teknik Araştırma Kurumu’nun (Tübitak) Temel Bilimler Araştırma Kurumunda yer
aldı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Pür Matematik Araştırma Ünitesi başkanlığı
yaptı. Cebir ve sayılar kuramına katkılarından dolayı 1979′da Tübitak Bilim
Ödülü’nü kazandı. Japonya’da bulunduğu dönemde halkalar kuramı ve grupların
matrisle gösterimi üzerine araştırmalar yapan İkeda, 1970′lerde cebirsel sayılar
kuramına yönelerek, rasyonel sayılar cisminin salt Galois grubunun
otomorfizimleri ve tümelliği konularında önemli çalışmalar gerçekleştirdi. Ünlü
matematik dergisi Crelle’s Journal’da yayımlanan bir çalışmasında Galois
grubunun çok özel bir yapıda olduğunu gösterdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder